Evo Morales, 12 Ekim 2014'de yapılan seçimlerde oyların %61'ini alarak üçüncü kez Bolivya Devlet Başkanı seçildi. Ülkede nihayet siyasi istikrarın yerleştiğini söyleyebilir miyiz?
Zulema
Saucedo*: 1825'de bağımsızlığın ilanından bugüne Bolivya siyasi yaşamında çok badireler
atlatıldı. Sayısız askeri darbe yaşandı, anayasa ve Cumhurbaşkanları defalarca değişti. Politik istikrar yoktu. Şu an Bolivya'da siyasi istikrar
sağlandığını söyleyebiliriz. Evo Morales'in üçüncü kez
seçilmesi bunu onaylar niteliktedir. Tabi bu eski anayasaya göre mümkün değildi. Anayasadaki değişiklikten sonra üçüncü kez aday olma yolu açıldı Morales'e. Bundan önce yerel halkın temsil edilmediği, nüfusun sadece %15'ini oluşturan
politik bir kast ülkeyi (neo)liberal politikalarla yönetiyordu. Yüzyıllardır devam eden kolonyal anlayış adeta kolektif hafızaya
kazınmıştı. 'Bundan başka bir yol yok, zaten olamaz da' anlayışı
hakimdi. Evo Morales'in seçilmesi ile kırılan kabaca bu anlayıştır.
Geçmişte iktidarda olan bu elit -politik kast-, bugün yönetimden ve hatta ülkeden uzaklaştırılmıştır. Bu kastın yerini bugün başka bir oluşum almaktadır. MAS hareketi güçlü bir hareket.
1990'lardan sonra CIDOB, Bolivya politik alanında çok görünür ve etkin bir aktör haline gelmeyi başardı.Buradan Victor Hugo Cardenas'a mı geliyorsunuz?
Yerel giysileriyle ön planda gördüğümüz hep Evo Morales. Ancak Başkan Yardımcısı Alvaro Marcelo Garcia Linera karizmatik bir kişilik olarak hep arkada. Bu yeni oluşumun mutfağında yemeği maoist ve neo-indigenist soslarla pişiriyor. Neleri öne çıkarıp, neleri eleştirebiliriz ?
La Paz, Oruro, Potosi, Cochabamba ve hatta Sucre Bölgesi yani Hautplato'da birlik sağlandı diyebiliriz. MAS'ın siyasi projesi ya da Alvaro'nun başarısıdır bu, nasıl isterseniz. Ancak Tropikal bölgedeki Cambas ve Guaranileri birleştirecek bir söylemi yok bu projenin. Tarım reformuyla ortaya çıkan göç sonrasında kurak bölgelerden (haut platodan) tropikal bölgelere bir akın oldu. Bu göç sonucunda hak ihlalleri ve suistimaller Tropik Bölge'de yaşayanların tepkisine yol açtı ve açıyor. Hatta ayrılıkçı bir grup bile var bunların arasında. Şu an büyük bir dönüşümün tam ortasındayız. Diğer taraftan aşırı yoksullukla mücadele MAS hareketinin en öncelikli hedeflerinden biriydi. 2025'de bağımsızlığın kazanılmasının 200. yılı kutlamalarında bu kanayan yarayı halletmek en öncelikli hedef. Bu alanda önemli adımların atıldığını söylemek lazım. Bakarsanız rakamlar da bunu onaylar niteliktedir. MAS sosyal bir transformasyon projesi zaman zaman emprovizasyon yapıyor evet. Ama öncesi var. Olumlu olumsuz her şeyi MAS'la özdeşleştirmek belki tam doğru olmaz diye düşünüyorum. Diğer yandan Linera'nın gerilla geçmişini unutmamalıyız diye düşünüyorum.
Bolivya Yerlileri Konfederasyonundan (CIDOB)'dan bahsediyorsunuz? Peki 2009'daki Anayasa değişikliğine kadar olan dönemden biraz bahsedebilir miyiz?
Hareket 1980'lerde başladı. CIDOB bu hareketin en önemli aktörüdür diyebiliriz. Küçük küçük gelişti. Politik projeler sundular, yasa tasarıları hazırladılar, gösteriler düzenlediler. Yasal düzlemde kalarak politik alandaki boşlukları yani o dönemde Bolivya hükümetinin ilgilenmediği alanlarda çok çalıştı CIDOB. 1950'lerdeki köylü sendikacılığına bir alternatif oldu diyebiliriz. Bu dönem önemli ve zengin bir dönem. Pek çok şey söylenebilir ama iki ana eksen var bana göre. Biri otokşon halk üzerinde vesayetin kaldırılması ve diğeri de kolektif arazilerin tesisi konusu.
Evet. Pek çok irili ufaklı, kimi çok radikal, kimi daha ılımlı endijenist parti oluştu. Siyasi alanda hareketlenme yarattı bu. Yol Cardenas ile açıldı ve sonra Evo Morales açılan bu kapıdan girdi diyebiliriz kabaca. Burada yıllar süren ciddi bir çalışma var.
Ama o yoldan Victor Hugo Cardenas da devam edebilirdi. Neden böyle olmadı?
(Sessizlik, manidar gülümsemeler) evet ama tarih bu şekilde gelişmedi diyelim.
Köylü sendikalizmine alternatif bir örgütlenme dedik buradan ilerlersek, çokuluslu devlet fikrinin teorik kökenlerine götür mü bu bizi ?
CIDOB dini ve politik olmayan bir örgütlenme olarak öne çıkıyor. Etnisiteyi merkeze alan post-kapitalist bir deney bu. Benim bildiğim kadarıyla eşi benzeri yok. Yeni bir sosyal proje etrafında şekillenen bir deney. Bu noktada katarizmin ve palenquismo hareketinin eş zamanlı yükselmesinin katkısını hatırlamalıyız. Cardenas'ı unutma eğilimindeyiz ama o ve elbette eşi çok önemli figürler bu süreçte. Sözü daha önce kendisine söz verilmeyenlere verdiler.
Çok
renkli Wiphala bayrağını, Altiplano bayrağını ve Bolivya
bayrağını yan yana görüyoruz. Avrupa'da son yıllarda tanık olduğumuz ayrılıkçı akımların tersine Bolivya'da bir araya gelme, birleşme var ? Bu nasıl
görünüyor Bolivya'dan ?
Daha
önce bu sembol, COB (Central Obrera Boliviana) sendikası tarafından
kullanılıyordu. Morales hükümeti, yerel Wiphala sembolünü
benimsedi, içselleştirdi. Evo Morales'in yönettiği
Cocaleros ( Koka yaprağı üreticileri sendikası), COB'nin içindeydi. Wiphala daha önce bu sendika
tarafından temsili olarak kullanılıyordu. Morales
simgeyi alıp Bolivya resmi bayrağının yanına
taşıdı. Bu çok
renkli bayrak Andin halkını temsil etmektedir ve yerel
halkların tanınmasının anlamlı bir göstergesidir. Çokuluslu
Bolivya Devleti ifadesinin altını simgesel olarak dolduran, halkların özgürlüğünün
tanınmasının görsel garantisi diyebiliriz. Diğer taraftan
Bolivya'daki yerel etnik yapıya bakarsak bir tarafta Collab ve
Aymaraları (Haut Plato- Altiplano) ye diğer tarafta da Cambas ve
Guaranie'yi (Tropikal Bölge) görüyoruz. Bu iki grubun iki farklı
dünya olduğunu ve aralarında büyük bir çukur bulunduğunu
mutlaka söylemeliyiz. Kozmojeni farklı. Sözlü kültürdeyiz, yazılı kültürde değiliz.
Evo
Morales'i nereye koyabiliriz? Çok kabaca Fidel
Castro kadar dogmatik değil, Hugo Chavez kadar medyatik ve karizmatik değil?
Morales bir sendikacı. Bu bir. Diğer yandan Chavez,
Fidel'in oğluysa, Evo da Chavez'in küçük kuzeni diyelim. Onun
izinden gidiyor. Kolonyal geçmiş mantığından, sömürüyü
kabul etmeyi kanıksamış kolektif hafızasından kopuş var. Bu
çok açık ve önemli. Bu kopuşu yakaladı ve yönetti
Chavez. Chavez'den çok öğrendik hepimiz. Morales'in de kendi
evinde yapmak istediği budur. Diğer yandan, Fidel Castro'nun
Küba'da yaptığı gibi bir kültür devrimi yok Bolivya'da. Tam olarak kültür devrimi ne demek bu tanım da tabi muğlak bir tanım. Elbette büyük ve zorlu bir şantiyeden
bahsediyoruz. Evo
dönemindeki en önemli hareketlerden biri bence bu güne kadar göz ardı
edilmiş yerel halkların haklarının tanınmasıdır. Quechua,
Aymara, Guarani başta olmak üzere pek çok etnik yapı ülkede 36
farklı dil konuşuluyor. Hepsi de resmi dil olarak tanındı. Kendi
dilleriyle, kendi inanışlarıyla gelenek ve görenekleriyle artık
bu yerel yapılar kararlara dahil oluyorlar. Eskiden İspanyolca
mecburi dildi okullarda ama bunun yavaş yavaş kalktığını
görüyoruz. Yeni eğitim reformu İspanyolcayı okullarda zorunlu
dil olmaktan çıkardı. 2009
Anayasası her türlü kararda yerel halkın katılımı aranması
anlayışını getirdi.
Ekonomi
hakkında kısaca ne diyebiliriz?
1985 - 2002 yılları arasında Bolivya kapitalist hükümetler tarafından yönetilen ve kabaca sizin Türkiye'de de yabancısı olmadığınız IMF formüllerini uygulayan bir ülkeydi. Ekonomi, politik elit yönetiminin öncelikli hedefleri arasındaydı. Ekonomi politikalarının merkezinde özelleştirmeler ve enflasyon yönetimi vardı. Borcun yeniden yapılanmasına karşılık kamu sektörününde küçülme, bütçe dengesi vb. Yani şu anda Avrupa'da pek çok ülkenin açık bir şekilde yaşadığı politikalar. Bugün yaşanan millileştirmeler özellikle doğal gazın millileştirilmesi yerel halk için çok olumlu bir gelişme olarak karşımızda. Beş şirket (Total BP Shell brezilyalı BR ve ispanyol YPF.) vardı Bu oran tersine çevrildi. Mayıs 2006 tarihinde yayınlanan bir décret ile ülkenin tüm hidrokarbür kaynakları millileştirildi ve yabancılarla yapılmış olan kontraların yeniden gözden geçirilmesi kararı alındı.Bolivya gaz gelirlerinin %83'ini alıyorlardı. Bolivya hükümetinin cebine giren geride kalan %17'lik tutar idi.
ABD ile ilişkiler hakkında ne diyebiliriz? Snowden'in açıklamaları sonrasında Bolivya ABD Büyükelçisini geri çağırmıştı.
ZC:
Çok kötü. Diplomatik temsil anlamında bir büro var ancak ABD ile ilişkiler kötü.
Koka yaprağının ihracatı ve bunun etrafında oluşan kartellerin hükümet ile arasında bir ilişki var mı? Bunun hakkında ne diyebiliriz?
Fotoğrafta beraber değiller ama bu beraber dans etmedikleri anlamına gelmez.
Koka yaprağının ihracatı ve bunun etrafında oluşan kartellerin hükümet ile arasında bir ilişki var mı? Bunun hakkında ne diyebiliriz?
Fotoğrafta beraber değiller ama bu beraber dans etmedikleri anlamına gelmez.
Katarizm ile devam etmek üzere şimdilik burada bırakalım mı?
Elbette.
Zulema, gracias.
Ben teşekkür ederim.
* İspanyolca öğretmeni
Lisans, Siyaset Bilimi, Université Saint André, La Paz Bolivya, Master II, Université de Provénce, Fransa.
IEP d'Aix en Provence, Doktora Adayı.
Yerel Yönetim Seçimleri Adayı, Front de Gauche
0 comments:
Enregistrer un commentaire