Pages

Bonjour !

Sabah biraz yürüdüm, boş boş
Çok önemli bak bu boş boş yürümeler,
Daha sık yapmalı

Toulouse metrosu, sokaklar asker dolu
Haylice silahlılar, gençler
17, 18 ya var ya yoklar
Silahların ağırlığıyla uyumsuz bir gençlik bu
Polisler de cirit atıyor
Bisikletlenmişler
Daha az gerginler askerlere göre

Her köşe başında bir dilenci genç
ve köpekleri
Hava çok soğuk
Köpekler yumak olmuşlar
Hepsi okuyorlar
Gençler de köpekler de
Gazete, dergi, kitap, indirim kuponu,
Bir şeyler okuyorlar
Biraz satın alma gücü lütfen!
Un peu de pouvoir d'achat, madame s'il vous plaît!


Sonra Bulgar çocuklar var
Ayakları çıplak
Çorap giymiyorlar ve sürekli titriyorlar
Ama öyle böyle değil, hakikatli bir titreme
Gelen giden çorap bırakıyor önlerine
Onlarsa yemek işareti yapıyorlar ceplerini göstererek
No Syria, No Syria!
Tek söyleyebildikleri bu
Çorabı da çantaya atıyorlar yandan
ama giymiyorlar

Ve bembeyaz tenli, sapsarı saçlı, neşe içinde cıvıldayan çocuklar
Anneleri ve babalarıyla yanlarından geçiyorlar bu askerlerin,
Kitap okuyan köpeklerin.
Ayakları çıplak titreyenlerin No Syria'sı soğuk havayı tırmalıyor.
Herkes birbirine Bonjour! diyor
Bonjour!

Bu Bonjour! sihirli bir kelime galiba
Ağızdan çıktığı anda herkesi, her şeyi donduruyor
Zamanı askıya alıp tarihi eşitliyor.
Bir saniye için bunu yapabildiğinden mi tüm gücü bu Bonjour!'un?
Ne Bonjour!'muş ama.


François Burgat- Siyasal İslamı Anlamak- Kitap















Kısa Notlar sayfa: 255

Gilles Kepel ve Oliver Roy her zaman benden daha çok medatize edildiler. Bunun biri iyi, diğeri ise kötü iki nedeni var: Onlar benden daha çok yayın yaptılar ki bunu büyük bir saygıyla karşılıyorum. Diğer sebep -ki bu biraz daha az iyi- bu iki araştırmacının islamcı fenomenleri açıklarken, Fransa'nın  'politik olarak doğru'suna benim açıklamalarımdan daha yakın fikirler üretmeleridir. 

Fransız medyasında ve siyasiler arasında, Filistin-İsrail meselesinin bu denli tektaraflı olarak ele alınmasının, Fransa'da yaşayan yurttaşların içindeki kızgınlığı arttırabileceğinin, mesele ile hiç bir ilgisi olmadığını nasıl söyelebiliriz?

Ben, Kepel gibi programlanmış okumalarla araştırmama başlamadım. Sahadaki aktörlerle konuşarak girdim meseleye.  Aramızdaki fark metot farkıdır. Kepel'in analist olarak incelediği sosyolojik nesne ile doğrudan bağı yok! 

Oliver Roy ise, uzak Afgan kapısından girmiş meseleye Arap dünyasını çok az ve çok yanlış biliyor ! Sosyolojik anlamda ve dil olarak eksik. Analitik çıkmaz sokaklarla dolu dolayısıyla tespitleri. Roy'un çalışmalarına çok sempati ile baktım başta. 'Afganistan'da islamcılık modernitenin, kültürel olarak yeniden ele alınması sahiplenilmesidir' şeklinde yaptığı açıklayı çok aydınlatıcı bulmuştum. İlginçtir ben bunu açıkladıktan sonra Roy buna çok nadiren başvurdu. Uzun zaman pek çok yorumumuz birbirine yakındı. 

Ancak, Roy'un, önce Siyasal İslam'ın İflası tezinden, sonra Arap Baharları yorumlarından ve son olarak ve artık iyice belirgin şekilde cihatçı fenomene yaklaşımı sonrasında,  fikirlerimiz çok net olarak birbirinden ayrıldı. 

En doğru, en gerçek tarikat uygarlık tarikatıdır" Mustafa Kemal Atatürk

"Bizi yanlış yola sevkeden habisler, biliniz ki, çok kere din perdesine bürünmüşlerdir. Saf ve temiz halkımızı hep şeriat sözleriyle aldatagelmişlerdir. Tarihimizi okuyunuz, dinleyiniz, görürsünüz ki milleti mahveden, esir eden yıpratan kötülükler hep din kılıfı altında küfür ve alçaklıktan gelmiştir. Onlar her hayırlı davranışı dinle karşılarlar, halbuki hamdolsun hepimiz müslümanız, hepimiz dindarız, artık bizim dinin gereklerini, dinin yasaklarını öğrenmek için şundan bundan derse ve akıl hocalığına ihtiyacımız yoktur. Analarımızın babalarımızın kucaklarında verdikleri dersler bile bizim dinimizin esaslarını anlatmaya kâfidir... Bilhassa bizim dinimiz için herkesin elinde bir ölçü vardır. Bu ölçü ile hangi şeyin dine uygun olup olmadığını kolayca takdir edebilirsiniz. Hangi şey ki akla, mantığa, ulusun yararına, İslâmlığın yararına uygunsa, hiç kimseye sormayın, o şey dindir. Eğer bizim dinimiz akla, mantığa uygun bir din olmasaydı, kusursuz olmazdı, dinlerin sonuncusu olmazdı "
"Efendiler ve ey ulus biliniz ki,Türkiye Cumhuriyeti şeyhler,dervişler,müritler ülkesi olamaz.En doğru, en gerçek tarikat uygarlık tarikatıdır"
Mustafa Kemal Atatürk
 
Support : Copyright © 2013. Okumalar Yazmalar - All Rights Reserved